Tamamen doğal katkısız ve koruyucu içermeyen ürünlerden yapılan Köy Tarhanası.
Tarhana, Orta Asya, Güneydoğu Avrupa ve Orta Doğu mutfaklarında bulunan, fermente tahıl ve yoğurt veya fermente süt karışımından elde edilen kurutulmuş bir gıda bileşenidir. Kuru tarhana iri, düzensiz kırıntılardan oluşan bir dokuya sahiptir ve genellikle su, et suyu veya sütle kalın bir çorba haline getirilir.
Tarhana, A, B1, B2 gibi vitaminler içerdiği ve kanseri önleyen bileşikler ile zenginleştirildiği için koruyucu bir özelliği vardır. Bebekler gibi özellikle de gelişme çağındaki çocuklar için de çok faydalı bir besin olan tarhana, kemik gelişimine de katkı sağlar ve önemli ölçüde kemikleri güçlendirir.
Tarhana besin değeri olarak da oldukça yüksek değere sahiptir ve sağlığa yararlı bir üründür. Mineral, protein, kalsiyum, demir, potasyum, magnezyum gibi mineralleri içerir ve birçok hastalık için iyileştirici özelliğe sahiptir.1
Tarhanamız içinde;
Domates
Kapya Biber
Süzme Yoğurt
Köy Unu
Soğan
Tarhana Otu vb.
Hikâye bu ya;
soğuk ve karlı bir kış günüdür. Padişah ve veziri kimseye haber vermeden ava çıkmışlardır. Gezmişler, dolaşmışlar, avlanmışlar akşamı etmişlerdir. Geri döneceklerdir de bir türlü ormandan çıkamamışlardır. Artık karanlık çökmek üzere ve umutların tükendiği bir zamandır ki; bir kulübecik görürler. Kapıyı çalıp misafir olmak istediklerini söylerler kulübe sakinlerine. Kabul görürler, misafir olurlar haneye. Ev sahibi erkek, misafirlerinin için için üşüdüklerini hissettiği an: -Hanım, baksana nasıl da üşümüşler, çorba kaynatır mısın misafirlerimize?.. der. Ev sahibesi hanımefendi hemen kalkar ve toprak bir güvecin içinde çorba hazırlar. Çorbalar içilince, içi ısınır misafirlerin, rahatlarlar; üstlerindeki abaları postları çıkarınca göz alıcı giysiler çıkar meydana. Az, biraz genç olanı: -Ben, padişahım… der. Hane halkı şaşırır, demek ki padişah fakirhanenin konuğudur. Padişah devamla: -Benim sarayımda da her gün kazanlar kaynar ama hiç böyle lezzetli çorba içmedim bugüne kadar, nedir bunun adı?.. der. Ev sahibesi hanım şaşırır; “Çorbanın da adı mı olurmuş, adı üstünde, çorba işte…” diye geçirir aklından. Ancak padişah soran gözlerini kadının gözlerine dikmiş, gelecek cevabı beklemektedir. Ne desin kadın?.. “Fakir Ev” anlamına gelen: -Darhane Çorbası, hünkârım… deyiverir. Geceyi o “Dar hane” de geçiren padişah ertesi gün ne yapmıştır bilinmez ama söyleyiş özellikleri nedeniyle günümüze “Tarhana” olarak taşınmıştır bu çorbanın adı. Tarhana Çorbası, soğuk kış aylarının vazgeçilmezidir memleketimizin. Buram buram kokusu gelen; börülceli, acı kırmızıbiberli o tarhanadır. Yaz aylarından çıkmadan, kınalı ellerle hazırlanır da toprak boduçlara, kurutulmuş su kabaklarına doldurulup saklanırdı eskiden; ya da bembeyaz divitin keselere doldurulup asılırdı tavan çengellerine. Selam olsun memleketimin tarhanasını yapan gelinine, kızına; selam olsun elleri nasırlı analara, bacılara; selam olsun apak saçlı ebelere, ninelere. Selam olsun tarhanayı soframıza getiren öpülesi ellerin sahiplerine.